Kim o?

Kapı açık, gel.




Uzun mu uzun bir aradan sonra bloğumda tema yenilikleri yapmakla uğraştım ve çok beğendim sonucu. Bu kadar uğraşmam boşa gitmesin diye ben de tekrar blog yazmaya başlasam mı dedim ve işte buradayım.

Çok seneler geçti, hayatımızda çok şeyler değişti. Ben de aynı şekilde tabii. Hayatımda yaşadığım en son değişim ise Kore’ye yüksek lisans yapmaya gidiyor olmam. 1 yıldan fazladır uğraşıyordum ve en sonunda başardığım için çok mutluyum. Ancak başvuruya hazırlanma sürecinde çokça zorluklar çektim. Bunlardan biri de internette bursa hazırlığa dair hiçbir şey bulamamış olmam. Kazanan onca kişi varken kimse Kore’nin sağladığı burslar nelerdir, bu burslardan istedikleri belgeler nelerdir, nasıl hazırlanmalıyız bu konularda hiçbir şey yazılmamış. Herkes ketum, ne elindeki belgelerden bahsediyor ne de yazılarından. Ben de sonunda kazanmış biri olarak dedim ki neden ben yazmıyorum ve oturdum bilgisayarın başına.

Umarım Kore’de yüksek lisans yapmaya hazırlanan ya da ileride başvurmayı düşünen kişiler için faydalı bir yazı olur. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.



1. Kore’nin Sağladığı Yüksek Lisans Bursları Neler?

     Öncelikle en çok bilineni Kore Hükümet Bursu, yani KGSP. Burs uçak biletinizden oradaki yaşam masraflarınıza kadar her şeyi kapsıyor. Görüp görebileceğiniz en güzel fırsat! Ancak aynı oranda tüm dünyada ve Türkiye’deki Kore hayranlığının artmasıyla rekabet oranı da fazlasıyla çok yüksek bir program. Burs başvurusu her yıl sadece 1 kere, Şubat ayında olmak üzere açılıyor. Hatta şu an başvuruları açık. Düşünenleriniz inceleyebilir. Ben KGSP bursunu Korece veya Kore ile alakalı konular üzerine çalışmak isteyen kişilere değil de mühendislik, mimarlık gibi sayısal bölümler okuyan kişilerin başvurmasını öneriyorum. Özellikle elçilik ayağından başvuracaksanız Korece ile ilgili bir bölümde şansınız yok diyebilirim.

     İkinci olarak size önerebileceğim üniversitelerin kendi burs programları. Her okulun sağladığı burs programı ve yüzdeleri değişmekte ancak size burada bir tip verecek olursam, okulların prestiji ne kadar yüksekse sunduğu burs imkanları da o kadar geniş kapsamlı oluyor. SKY dediğimiz Seoul National University – Korea University – Yonsei University üçlüsü Kore’nin en iyi ilk üç üniversitesi ve yabancı öğrenciler için çok güzel burs imkanları var. Ancak şunu da söylemeliyim ki okulların burs programları genellikle yaşam masraflarını kapsamıyor. Okul harcınızı karşılıyorlar ve geçinmek sizin sorumluluğunuzda. O yüzden biraz değişik şartları da var. Mesela başvurdunuz ve kazandınız diyelim, vize almaya gittiğinizde sizden hesabınızda 12.000 dolar civarı para göstermenizi istiyorlar. Oradaki yaşam masraflarınız ve belli bir not ortalamasının altına düştüğünüzde bursunuz kesilirse okul harcını ödeyebileceğinizin kanıtı bu. O yüzden maddi sıkıntısı olmayan kişiler okulların kendi burslarına yönelirse daha çok kazanma şansları olacaktır. Okulların kendi burslarının başvurma tarihleri de yine okuldan okula çok fark ediyor. İlgilendiğiniz bir okul varsa sitesinden burs programlarını ayrıntılı inceleyebilirsiniz.

     Gelelim benim kazandığım bursa, yani Academy of Korean Studies bursuna. Benimkisi de sadece yüksek lisans ve doktora üzerine kurulmuş bir graduate school. Üniversite değil ve sadece Kore ve Korece üzerinde çalışmalar yapabiliyorsunuz. Haliyle seçilme şartlarından biri de Korece Yeterlilik Sınavından en az 3-4. Seviyeyi almış olmanız. Başvuru için sizden 50 dolar isteniyor ve kazansanız da kazanmasanız da geri iade edilmiyor. Okul yabancı öğrencileri %100 okul harcından muaf tutuyor. Seçilme aşamasında belge değerlendirmesi ve mülakat notları yüksek olan öğrencilere de aylık yaşam masrafı bursu sağlıyor. Okulu kazanan herkes alamıyor yani. Ama okula gidiyorsunuz ve ilk dönem bittikten sonra, ikinci döneminizin başlamasına yakın okul öğrencilerine tekrar bursa başvurma hakkı tanıyor ve okuldaki performansınıza göre değerlendiriliyorsunuz. Bu açıdan çok güzel. AKS’nin başvuruları da Nisan ve Ekimde olmak üzere yılda iki kez açılıyor. Tarihler kesin değil o yüzden yaklaştığında sık sık kontrol etmek lazım.

 


2. Bursa Başvurmak İçin Gereken Belgeler Neler?

     Üstte bahsettiğim bütün burs programlarının temelde istediği belgeler aynı. O yüzden hepsinden tek bir başlık olarak bahsedeceğim. Self-Introduction, Study Plan, Future Plan, Referans mektubu, üniversitedeki tüm dönemlerinizi içeren transkript, diploma veya mezun olacağınıza dair belge, aile bağlarınızı ve yabancı uyruklu olduğunuzu kanıtlayan kimlik fotokopileri ve nüfus kayıt örneği. Hemen hemen her burs programından istenen temel belgeler bunlar. Tüm belgeler ya İngilizce ya da Korece olmak zorunda. Farklı dilde olan belgelerin de noter onaylı çevirisi isteniyor.

     Belgeler sizin eğitim geçmişiniz ve okul dışı etkinliklerinizin fazlalığı doğrultusunda artıyor tabii. Ama tüm bunlar arasında en uğraştırıcı olanları ise kendiniz yazmanız gereken yazılar. Gelin onları tek tek inceleyelim.

a. Self Introduction
     
     Kendini tanıtan bir yazı yazmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Sizden istedikleri kendini tanıtma yazısı ben şuyum, ailem şu, şunları severim, şunları sevmem gibi bir yazı değil. Bunlardan da bahsedeceksiniz ama bir paragrafta işi bitirmek en iyisi. E bir paragrafta kendimizi tanıtacaksak başka ne yazacağız? Kısaca backgroundınızı. Eğitim dönemleriniz boyunca yaptıklarınız, katıldığınız etkinlikler, aldığınız ödüller, seçeceğiniz bölümle ilgili aldığınız ek dersler, kurslar, seminerler vb. hepsinden tek tek bahsedeceksiniz. Varsa belgelerinizi de ek olarak eklemelisiniz ki kanıtlayın. Son olarak da seçeceğiniz bölümden ve bu bölümün Kore-Türkiye açısından faydaları veya neden seçtiğinizden kısaca bahsedebilirsiniz. Tek bir okula başvuruyorsanız okulu neden tercih ettiğinize dair kısa bir övgü veya burs programının sizin için ne kadar da iyi bir fırsat olduğuna dair küçük dokunuşlar ekleyebilirsiniz.


b. Study Plan
     
     Bazı burs programları Study plan ve Future plani bir arada istiyor. Benim başvurduğum da öyleydi. Ama KGSP ikisini ayrı istiyor mesela. Başvuruda istenen belgeleri iyice inceleyip okumalısınız. Benim için yazması en zor olan yazı buydu. Çünkü ne doğru düzgün bir açıklama ne de güzel bir örnek bulabildim. En son Korelilerin açtığı bir sayfada bir örnek okudum ve biraz fikre sahip oldum. Size de tecrübelerim doğrultusunda nasıl yazmanız gerektiğini anlatayım ki aynı sıkıntıları çekmeyin.
Şimdi bu yazıda sizden istenen kısaca yüksek lisans tezinizde ne yapmak istediğiniz, bunu nasıl yapmak istediğiniz ve nasıl yapacağınız. Başvurmadan önce hangi konuda tez yazmak istediğinize emin olmalısınız ve bunu ayrıntılı bir plan olarak nedenleriyle sunmalısınız. Yazının ilk girişinde tezinizin neyi amaçladığını tanımlayan net bir cümle olmalı. Sonraki paragraflarda tezinizin amaçladığı konuyu nedenleriyle birlikte açıklamalısınız ve araştırma yöntemlerinizden bahsetmelisiniz.

     Tekrar söylüyorum, öncelikle yazmak istediğiniz tez konusunu kafanızda netleştirin ki bir plan ortaya çıkarabilesiniz. Yoksa yazsanız da içi boş bir yazı kalır ellerinizde.


c. Future Plan
     
     Bu kısımda ise sizden istenen yüksek lisans programından mezun olduktan sonra ne yapacağınızı anlatmanız. Akademisyen mi olacaksınız, bir yerde işe mi gireceksiniz, doktora mı yapacaksınız onu söyleyip konuyu açarak anlatmanız gerekiyor. Bahsedeceğiniz gelecek 2 yıl sonrası olduğu için çok ayrıntılı ve kesin bir şeyler yazmanız zor oluyor ama yüksek lisans yapmaya karar verdiyseniz ilerisinde ne yapacağınız da kafanızda az çok belirlidir diye düşünüyorum.

3. Kore’de Yüksek Lisans İçin Nasıl Hazırlanmalıyız ve Kimler Başvurmalı?

     Size bursa hazırlanma konusunda ilk önereceğim şey başvuru tarihinden önce önceki yılların başvuru belgelerini incelemeniz. Her sene burs programı neredeyse aynı oluyor bu yüzden önceden hazırlanmanız hem psikolojik olarak sizi rahatlatır hem de daha iyi düşünebilirsiniz. Özellikle kendiniz yazmanız gereken yazıları burs başvurusundan önce hazırlar bitirirseniz kafanız çok rahat olur ve diğer belgelere yoğunlaşabilirsiniz. Eğer şu an yaşınız küçük ve yüksek lisans içi önünüzde uzun yıllar varsa bursa başvuracağınız yıl gelene kadar CVnizi doldurmanızı öneririm. Dil belgeleri, sertifika ve kurslar, ödül belgeleri, katıldığınız etkinlikler sizi her zaman başkalarından öne çekecektir ve kazanma şansınızı artıracaktır. Bunlarla birlikte notlarınızı da yüksek tutmayı unutmayın tabii.



     Peki bu burslara kimler başvurmalı? Kore’ye neden gittiğinden emin olan ve çok fazla ders çalışıp zorlanmayı göze alan kişiler başvurmalı. Kore’ye gidiyor olmak için başvuruyorsanız büyük bir hayal kırıklığı ve zor zamanlar sizi bekliyor olacaktır. Niye gitmek istediğinizi iyi düşünün ve yüksek lisans yapmaya hazır mısınız bunu değerlendirin. Kendinize güveniniz yoksa dediğim gibi zor olacaktır.  

     *Son olarak önemli bir nottan bahsedecek olursam burs için hazırladığınız belgelerde tekrar edinemeyeceğiniz bir belge varsa kesinlikle aslını yollamayın. Belgeleri alıyorlar ve tekrar teslim edilmesi söz konusu değil.

     Eveet yeterince uzun ve ayrıntılı bir yazı olduğunu düşünüyorum. Umarım sizin de kafanızdaki soru işaretlerini silebilmişimdir ve faydalı olmuşumdur. Ekstra sormak istediğiniz bir şey olursa yorumlardan sorabilirsiniz. Bilgim dahilinde cevap vereceğim. Bir sonraki yazıya kadar hoşça kalın.~




Milyonlarca kum tanesi arasında bir ben. Yavaşça suya değdiriyorum ayağımı. Bomboş sahilde tek başına bir kız. Ayağımı çekiyorum hemen. Sevmiyorum ki ben ıslanmayı. Hafif bir rüzgar okşuyorken tenimi, kısa saçlarım yüzüme çarpıyor. Yine bir pişmanlık duyuyorum saçlarımı kestirdiğime. Muhtemelen belime geleceklerdi şimdi.

Bir iç geçiriyorum. Deniz doluyor içime. Kapalı gözlerimde yosunlar, balıklar, dalgalar... Kulaklarımla hissediyorum denizi. Huzurlu bir gidiş geliş. Yavaşça bırakıyorum kendimi. Sırtüstü uzanıyorum tanelere. Sırtıma taşlar batıyor. Umrumda değil. Güneş daireler çiziyor yanaklarımda.

Bir şarkı düşüyor aklıma. Tam yaz, deniz, güneş ve aşkı anlatan bir şarkı. Başlıyorum kendi kendime mırıldanmaya. Ayaklarımla ritim tutarken, dalgalar da eşlik ediyor bana. Bütün güzel anılarımı düşünmeye başlıyorum. Şimdiki anı unutup, dalıveriyorum geçmişime...

Bir çift ayak sesi uyandırıyor beni. On adım ötemde bir yabancı. Dalgın o da benim gibi. Kendini bırakmaya gelmiş. Yavaşça doğruluyorum yattığım yerden. Dönüp bana bakmıyor. Bronz teni güneşte muhteşem gözüküyor. Alnına düşen siyah bukleleri var. Kafasını arkaya atıp gökyüzüne bakıyor. Ela gözleri çarpıyor beni. Kirpikleri uzun ve kıvrık. Üstündeki koyu gri tişört rüzgarla titriyor. Dolgun dudaklarına bir gülümseme yayılıyor.

Ne kadar güzel olduğu düşüncelerimi bir kenara bırakıp silkeleniyorum. Bir yabancıyı böyle izlemek doğru değil diyorum kendime. Yavaşça ayağa kalkıp üzerime yapışan kum tanelerini temizliyorum. Eğilip çantamı aldıktan sonra ufukta kaybolan denize teşekkür eden bakışlar atıyorum. Gülümseyerek sırtımı dönüyorum ve kumun ayaklarımın altında çıkardığı sese odaklanıyorum.

Biraz ilerlemişken sakin adımlarıma karışan başka bir ses duyuyorum. Arkamdan geliyor yabancı. Yetişiyor bana. Arkamı dönüyorum sakin olmaya çabalayarak. Denize karışan kokusunu hissediyorum. Başım dönüyor. Alnındaki bukleleri geri iterek kocaman bir gülümseme yerleştiriyor ağzına.

Elini uzatıyor.

''Merhaba'' diyor, ''Ben Deniz.'' 





Dinleyerek okuyun.

---

İki çift çıplak ayak. Birbirine değen ayak bilekleri. Hava aydınlık. Bembeyaz bir perde inmiş sanki odaya. Sırtında bir sıcaklık. Belinde kilitlenmiş eller. Gözleri kapalı. Sadece kaybolup gitmek istiyor bu anda. Nefesleri sakin. Tatlı bir sıcaklık ensesinde. Gözlerini açmaya korkuyor. Ya bozulursa büyüsü?

Omzunda bir karıncalanma hissediyor.Hafif bir dokunuş. Etin ete değdiği an. İki dudak parçası kapanıyor boyun çukurunda. Ensesindeki nefes mutlu. Belindeki eller daha da sıkılaşıyor. ''Bir'' olmak istiyorlar sanki. İki ayrı dudak kıvrımında bir yükseliş. Ensesindeki nefes heyecanlı. Çenesi tam oturuyor boynuna. Yapboz parçası gibi. Hafif bir gıdıklanma hissediyor. Minik bir gülücük çıkıveriyor ağzından. Belindeki elleri kavrıyor. Öyle sıcacıklar ki...

Ensesindeki nefes saçlarına çıkıyor. Saç kokusu. Sevdiğin kişinin o muhteşem kokusu. Kafasını yana çeviriyor. Çenesinde bir kelebek. Kanat çırpışlarını kalbinde hissediyor. Uçtuğunda kelebek, yanağında bir başkası. Öyle içten ki, aklına bile sığdıramıyor. Ensesindeki nefes, bir tutam tutku oluveriyor. Şakağında açan bir çiçek. Hep orada kalsa keşke. Mutluluktan şakakları sızlıyor. Bu nasıl bir his böyle?

Ensesindeki nefes yüzüne vuruyor artık. Tam iki çift parıltı. Dört tane yıldız yerleşmiş gözlerine. Biri olmazsa, diğerleri hiç yok. Kirpikleri değiyor birbirine. Yumuşak. Kıkırdamaya başlıyor birden. Zamanın mutlu bir esiri sadece. İliklerine kadar mutlu o anda. Ensesindeki nefesi içine çekiyor. Gözleri yaşla doluyor birden. Fazla geliyor duygular. Nasıl böyle muhteşem ki?

Hava ciddileşiyor. Birkaç tutam alev var odada. Ensesine, boynuna, çenesine, yanağına ve şakağına serpiştirilmiş ateş parçacıkları. Dayanamayıp gözlerini yumuyor yeniden. Tenler buluşuyor. İki parça et kavrayıveriyor hislerini. Dudakları aynı anda bir sürü hissi yaşıyor. Tüm vücudu titriyor. Ensesindeki nefes kesiliyor. O nefes içinde artık. Boğazından bir yudum kıvılcım geçiyor. O şirin kelebek tekrar konuyor çenesine. Ensesindeki nefes gülümsüyor. Bakışları tonlara söz söylüyor. Sese ihtiyaçları yok.

İki beden uzanıyor yerde. Yastık bir kişi için bile küçük. İki nefesi sığdırıyorlar o yere. Ensesindeki nefes hayaller kuruyor. Küçücük bir ana yüzlerce şey sığdıracak hayaller. Sevmek, sevmek ve sevmek istiyor. Ancak kaşları endişeyle kıvrılıyor. ''Neden mutlu gözükmüyorsun?'' diyor yüzü. Cevap veremiyor ensesindeki nefese. Gözlerini kapatıp, kelebeğin tekrar gelmesini bekliyor. Pes ediyor en sonunda. Açtığında gözlerini, aynı soruyu tekrarlayan bir yüz karşısında. ''Ben bunları hak etmiyorum.'' diyebiliyor sadece. Kırık bir fısıltı halinde çıkıyor sesi. Gözlerine parıltılar doluşuyor. Düşmesine izin vermeden yakalıyor onu ensesindeki nefes. Gülüyor yine. Onu ciddiye almıyor bile. 

Nefes, kelebek oluveriyor. Koluna, alnına, burnuna konuyor bu sefer. Endişeleri kalkıyor. Bu defa nefes o olmak istiyor. Ensesindeki nefesin boynuna gömüyor yüzünü. Güven duygusu başını döndürüyor. Burası ev gibi. Ensesindeki nefes huzurlu. Onunla her şeye hazır şu anda. Yumuyor gözlerini. Boynunda ılık bir rüzgar. Uyumak istiyor öyle. Rüya görmek. Bu dakikaları tekrar tekrar yaşamak. Çıldıracak gibi hissediyor. Alt dudağını ısırıp gülümsüyor bir kez daha. Boynundaki ılık rüzgar yavaşlamış. Ensesindeki nefes uyuyacak şimdi...

---

Bunlar yaşadığım duygular değil. Sadece kafamda birden canlanıverdi bu yazdıklarım. Paylaşmak istedim. :)




Ben yalnız değilim ki.

Muhteşem insanlar görebildiğim, harika hikayeler, yazılar okuyabildiğim, geceyi izleyebildiğim gözlerim var. İhtiyacım olduğunda dökebildiğim göz yaşlarına sahibim. Kirpiklerim var beni hiç bırakmayan.

Güzel olan her şeyi duyan kulaklarım var. Harika müzikler, harika sözler, yağmur sesi... Hepsi benim için var. Duyabildiğim her şey!

Çeşit çeşit lezzetleri tadabildiğim bir ağzım var. Beğenin veya beğenmeyin, söylediğimde mutlu olduğum şarkılar. Söylenecek güzel sözler...

Ellerim, ayaklarım ve tam yirmi tane parmağım var. Sarılarak sevdiğim insanlar, güzel yerlere attığım adımlar, dokunabildiğim güzel şeyler var. 

Sevgi dolu bir evim var. Eve her adımımı attığımda beni 'hoşgeldin' diyerek karşılayan annem ve eve her adımını attığında 'hoşgeldin' diyerek karşıladığım babam.

Yumuşak pijamalarım, kat kat yorganlarım, gömüldüğüm yastıklarım. Paçalarımı içine soktuğum çoraplarım. Yerden biraz yüksek, oturunca ayaklarımın yere değmediği bir yatağım var.

Sayısız arkadaşım var. Sayfalarca, kitaplarca, dolaplarca arkadaş. Tek tek sevdiğim, tek tek bildiğim, hayatlarını paylaştığım arkadaşlar.

Uyurken elimin hep çarptığı bir duvar var. Her sabah camın önüne gelen kuşlar. Beni sık sık tırmalayan dünya tatlısı bir kedim. Kahve içtiğim sarı bardağım ve en sevdiğim çay kaşığım var.

Ben kendime sahibim. Beni dinleyen, beni düşünen, beni anlayan, bana destek çıkan bir ben var. Sizin yapamadığınızı yapıp beni seven bir ben. Başımı okşayan, bana sarılan kendim.

Ben hiç yalnız değilim ki. 
Sahip olduğum daha çok şey var...





Canım yolculuk yapmak istiyor. Tam gece vakti. Yolda ışıklar olacak. Elimde önceden okunmuş bir kitap. Önce başımı arkaya yaslayıp bol bol seyredeceğim ışıkları. Birer birer seveceğim onları. Huzur verecekler bana. Işık yüzüme vurdukça camdan yansımamı göreceğim. Gülüyor olacağım muhtemelen.

Girersek ıssız bir yola, kitabıma döneceğim. Selamlayacağım eski dostları. Anılarımı tazeleyeceğim. Ne olacağını bilmeme rağmen yine kaybolacağım hikayede. Aynı heyecan, aynı merak hep olacak içimde.

Başımı kaldırdığımda birkaç damla göreceğim camda. Gülümseyeceğim yine. Damlalar çoğalacak. Bu sefer ışık vurduğunda göremeyeceğim yüzümü. Olsun, yağmuru izleyeceğim. Gece, ışık ve yağmur! Kaybedeceğim kendimi.

Yanımdaki teyze çoktan uyumuş. ''Bayan yanı'' yerimde ''Cam kenarında olduğum için şanslıyım.'' diyeceğim. Başını tutamayacak teyze. Bir o yana, bir bu yana, uyku ile dünya arasında...

Yağmur devam edecek. Bu sefer kulaklıklarım eşlik edecek bana. Kulağımda enfes bir müzik, önümde muhteşem manzara. Sık sık seyahat etmek fikri dolduracak aklımı. Nereye olduğu önemli değil. Böyle mutlu anlar yaşamak isteyecek hep canım.

Yolum daha uzun. Sabahın ilk ışıkları düşmeye başlayacak ve solacak gülümsemem yavaşça. Yolda mola vereceğiz. Ben bir simitçi bulacağım. Şanslıysam bir bardak çay. İki simit alıp arabaya döneceğim. Teyze uyanmış. Birini ona verip birini kendim yiyeceğim. O da benimle çantasındakileri paylaşacak. Adımızı bilmeden arkadaşça anlar yaşayacağız.

Güneş iyice tepeye varacak. En sevmediğim saatler. Neyseki yol bitecek. Bavulum yok. Kalmak için yapılmayacak bu yolculuklar. Biraz vakit geçirip geceden birkaç saat önce yine dönüş otobüsüne bineceğim. Hava kararana kadar uyuyacağım. Sık sık yapacağım bunu.

Tam şu anda yolculuk yapmak istiyorum. Hiç bilmediğim bir yere. Gideceğim yer değil önemli olan. Yapacağım yolculuk beni heyecanlandıran. Uyanacağım ve başımı arkaya yaslayıp ışıkları seveceğim birer birer...

İçime sinmese de bugün bunu yazmak için uğraşmamın hatrına ekliyorum. Neler geçti aklımdan da kağıda dökebildiklerim bu kadar. 

Okurken eşlik etsin size efendim. Buyrun: 



---

Yağmur adam. Adı tek olsa da kendisi çok adam. Yalnız bugün. Hırçın biraz. Neye kızdın güzel adam? Ağlamışsın yine. Anladım üzgün adam. Beni değil kendini ıslatıyorsun çünkü. Koru kendini yağmurdan. Acılar yağıyor üzerine. Aç şemsiyeni kedere. Hüzünler gelmesin gözlerine. Uyu yorgun adam. Uyursan güzel olacak her şey...


Ah, yalnız adam... Unut bu dediklerimi. Sen acı çekersen güzelsin ki. Yağabildiğin kadar. Beyazlar değil, griler yakışıyor sana. Gülmek gitmiyor çehrene. Çatık kaşlarınla bak bana.


Üşümeyi seviyorum soğuk adam. Estiğin kadar benimsin. Esebildiğin kadar muhteşem. Öyle büyük es ki yıkılsın her yer. Çünkü sen, hiddetin kadar sensin.


Uzun bir yol gibisin. Sen, sonu belli olmayan adam. Git bulut adam. Üzülmeyecek kimse arkandan. Kaç yağmur adam. Yalnız olsa da kendisi çok adam...




Ben mükemmel bir insanım. Durun öyle hemen celallenmeyin. Bir dinleyin önce neden mükemmelim. Veriyorum cevabını: Mükemmellik derecesinde iyi yaptığım o kadar çok şey var ki...

Mükemmel bir dinleyiciyimdir mesela. Müziği mükemmel dinlerim özellikle. Sabah akşam, hiç bıkmadan... İnsanları dinlerim. Sevinç, hüzün, dert, tasa, coşku... Hiç farketmez, hepsinin yeri vardır kulaklarımda.

Mükemmel severim. Kendimden üstün tutarım her sevdiğimi. Tanımasam bile severim. Kendimi, evimi, kedimi, ailemi, pijamamı... Her şeyi severim. Herkese yetecek kadar sevgimiz var çünkü. 

Mükemmel yerim. İnsanları mutlu eden sayılı şeylerden biri. O güzel tatları almayı kim istemez ki? 

Mükemmel izlerim. Film, dizi, klip değil sadece. Etrafımı izlerim. Yağmuru çok izlerim mesela. Karı da severim. Kışı, soğuğu izlerim ben.

Mükemmel teşekkür ederim. Faydalı olan her şeye yakışıyor teşekkür. Yemekten sonra mükemmel ''Eline sağlık'' derim. 

Mükemmel bağlanırım. Bırakamam her şeyi kolay kolay. Bende anısı olan her şey, herkes gidemez öyle hayatımdan.

Mükemmel güvenirim. Seviyorsam eğer. Birinde bile kötü sonuç almışsam bırakamam ki güvenmeyi. İhtiyacım var güvenmeye.

Mükemmel ağlarım. Üzüntüden değildir çoğu. Ben bir şeyi çok güzel bulduğumda ağlarım. Değer veririm, inanamam.

Mükemmel şarkı söylerim. Sesim güzel değildir ama sadece güzel olanlar için mi şarkılar? Her yerde söylerim. İster bağırarak istersem mırıldanarak. Çok söylerim ama.

Mükemmel uyurum. Tek terslik gece uyumam ben. Gündüz uyuması gereken bir insanım. Yarasayım belki de.

Mükemmel okurum. Kitaplarda kaybolmayı çok severim. Bugün dedektif, yarın katil olurum. Sonraki gün doktor belki.

Mükemmel gezerim. Deniz kenarı değil ama. Binalar cezbeder beni. Işıkları severim. Geceleri ben mükemmel gezerim.

Mükemmel gülerim. İçimden gelir gülmek çünkü. Başkası gülmemi sevmese de ben gülmeye devam ederim.

Mükemmel yalnızımdır. Yalnızken çok eğlenirim. Mükemmeldir yalnızlık, yalnız kalmasını bilenlere.

Gördünüz değil mi? Hepimiz fazlasıyla mükemmeliz. :)
Home

KIM BU YA

Benim, ben. Daha çok tanımak istiyorsan buyur, okumaya davet ederim. Zira kendimden başka işim yok.

GEL BAKALIM

About Me
Bu sosyal mecralar neden yapılmış? Beraber biraz Kore, biraz günlük yaşam, biraz da çilelerimizden bahsedelim diye. Kahveni al gel o zaman. Uzun bir oturuş olacak.

EN ÇOK NE OKUDUNUZ

  • Kore'de Yüksek Lisans Hakkında
  • Yabancı
  • Ensesindeki Nefes
  • Ben Yalnız Değilim
  • Yolculuk
Powered by Blogger.

Özelden diyeceğim var

Name

Email *

Message *

Followers

Copyright © 2016 Kim o?. Created by OddThemes & Free Wordpress Themes 2018